12 Mar 2015

montessori duyusal etkinlikler

Evde etkinliklere daha fazla yer vermeye çalışacağım bundan sonra en azından kafam rahat sinir stres yok bir insana laf anlatmak yok.
Bildiğimden değil bende bakarak , okuyarak her gece bilgisayar başında bazen sabahlayarak araştırarak pintereste yabancı blogları translatenin yarım yamalak çevirmesiyle..
Ay kumu yaptık beraber yoğurduk oğlumla istediğim gibi dikdörtgen bir kap bulamayınca evde ve elde olanı değerlendirdim delikli olduğu için arkasından yapışkanlı kağıtla kapladım ki iyice dökülüp saçılmasın diye
              4 su bardağı un
             yarım su brd bebe yağı
güzelce yoğurduktan sonra kullanıma hazır üstelik odanın içi misler gibi kokuyor bebe yağından dolayı
2 saat sıkılmadan oynadık lakin,sabırlı değil etrafın ve üstünün başının batmasına aldırmayacak ve sinirlenmeyecekseniz yapın ne kadar örtü vs sersenizde batıyor hatta kirpik diplerine kadar.
Bende halı koruması var adına ne deniyor bilmiyorum ablam almıştı başta kızmıştım nedir bu tarifi evvelden kalma  falan diye ama,kurtarıcı yemek ,süt ,çay ,meyve suyu her türlü döküntü saçıntıdan sonra at makinaya yıka halı tertemiz kalsın :)
Kule yapmıştım ben çekene kadar yıktı :)


 Kavanoza tuz doldurup içine minik oyuncaklarımızı sakladık bulunca alkış ve oley nidalarıyla kutladık.
benden öğrendi efenim oleyi :) iş fotograf çekmeye gelince bir naz bir naz kafayı yana çevirmeler suratını asmalar

En son hayvanat bahçemizi yaptık hayvanlarımızı besledik atımıza şeker verdik ineğimizden koca bir bardak sütümüz çıktı afiyetle içtik tabi dağılmıştı o uyuyunca ben tekrar düzenledim zemin bulgur ve yolumuz kurufasulyeden..

                                          Her gününüz şeker tadında geçsin..


10 Mar 2015

kedili bardak altlığı ve kızım

Biraz sinirlerim tavan yapmıştı oturup ne var ne yoksa döktüm odayı darmadağın hale getirdim.
Kendime bardak altlığı yaptım.
 
Kedileri çok sevdiğim doğrudur ama,gel gelgelelim ki kendi kedime kızıma sahip
 çıkamadım ,çıkamadım :( Hamile olduğum dönemler  yımırta  balkondan firar eder gezer ,tozar gelirdi.
Bu gezip tozma esnasında hamile kalmıştı feci mide bulantısı ile geçen hamilelik sürecinde günde 7-24 çıkardığım ve halsiz kaldığım için bir götürememiştim kızımı.Ne olursa olsun onu asla bırakmayacaktım yavrulardan farklı renk olan birini alır annesiyle ve oğlumla mutlu mesut yaşar gideriz demiştim.

Ne yazık ki öyle olmadı 3 hafta yavrulara ve annesine evimde baktıktan sonra bende doğuma gittim.
gerisini yazamayacak kadar yorğunum yazarken bile sanırım gözyşlarıma hakim olamayacağım:( lohusayken döktüğüm gözyaşı onca acı ve ağrıma rağmen apartman sakinleriyle verdiğim amansız mücadele
Karşı apartmanda sokak kedilerini besleyen Arife ablanın ''Funda al getir hepsini benim bahçeme''deyip anne ve yavruları oraya taşımam sonra oturup ağlama krizine girmem tüm aprtman sakinleri elleri bağlamış balkona seyire çıkmış.
Gece kaç kere iniyorum hiç bilmiyorum ki!.. merdiven inip çıkmak işkenceydi çok canım acıyordu ama,umursamıyordum.Oğlanın babaannesi var nasılsa deyip sürekli iniyordum ben inemesemde Arife abla besliyordu zaten.Aç değil ,açıkta değillerdi ama,benim içim içimi yiyordu lohusalığım ağlamakla geçti benim.

Yavrulardan 2 sini sahiplendirdik kızım eve alışkın olduğu için eve gelmek istiyor kapıya biri geldiğinde kapıya koşuyordu en alttaki komşuyu tekmelerken görmüş can havliyle yalın ayak fırlamıştım dışarı epey bir tatışmadan sonra ben fenalaşıp orta yerde bayıldım bir allahın kulu da gelmedi balkon kuşları..
Kendimden geçmemiştim sadece  bedenen ve ruhen çok yorğun olduğum için bedenim ağır bir külçe gibi yığılıvermişti yere..Aldım kızımı eve getirdim annem çocuk var diye karşı çıktı ''sırf benim çocuğum yok ben bu kadar ağlıyorum bana yazık değil mi'' dedim.

Dışarıya alışkın olan yımırta yine balkondan firar etmişti 3 gün ortalarda görünmedi artık endişelenmeye başlayıp aramaya çıktık Arife ablayla yok hiç bir yerde bulamadık:( kendimi gitti ,başına bir hal mi geldi bilmiyorum .
3 ay gözümün yaşı dinmedi gece ağlayarak uyuyup, ağlayarak uyanır mı insan eskisi gibi ağlamıyorum ama,kedili videolar vb izleyince dışardaki canları besleyince ben benden gidiyorum:(((
 Gelir ,gelecek ümidiyle de bugüne kadar yazmadım yazamadım..
                                        Siz canlarınıza sahip çıkın

7 Mar 2015

Ölüm soğuk ve karanlık

Blog yazmaya ilk başladığımdan bu yana çok güzel şeyler yaşadım anılarda ve hafızalarda güzel kareler ve hep mutluluk tabloları vardı.Bir çocuğu sevindirmek ,yüzlerinde bir gülümseme olabilmek için başladığım serüven bana çokk güzel dostluklar katarken
bazıları ise silik hayal ,meyal hatırlanan ya da hatırlanmayan olarak sadece o karelerde kaldı.Çünkü ; herkesim amacı ,hizmeti farklıydı kimi boy göstermek,kimi fark edilmek ,kimi laf olsun ,kimi öylesine..
Hiç tanımadığım sadece blogdan yazıştığım arkadaşımla tanışmak ve onu hayatımın bir parçası yapacağım aklımın ucundan bile geçmezdi..Bir blogger değil abla ,kardeş olmamızın nedeni aynı duygu ,düşünce ve hemen hemen aynı yapıya sahip olmak.Ne yazık ki herkesle aynı bağı kurmak imkansız fikir anlaşmazlığı uyuşmazlık vb..

Antalya'haricinde görüştüğüm bir çok blogger arkadaşım ve blogger ablalarım var Nalan abla da onlardan biri
blogunu takip edenler hamarat ve çok maharetli olduğunu bilirler.Cana yakın, içtenliği ,deli dolu, hiç kimseyi kırmayan Nalan ablam..



Mahmut abi eşi çok güzel bisikletler yapar ben kendisi ile tanışmadım ama,anlatımlardan ,blog yazılarından az çok tanımış kadar olmuştum.

Annemi kaybettiğimde 2 sene ölüm korkusu ile yaşadım elektrk prizi çarpacak ,ranza üstüme devrilecek vb saçma sapan kurgular dolar beynime yatamazdım.
Gamze akbaş'ın ölüm haberini okuduğumdan bu yana kuzucuk için ne ağladım hiç tanımıyordum ki Gamzeyi ben ama ,anneydi ,evladı vardı ağlamak için tanımak mı gerekir ki !.. bunun ardından bu hiç iyi olmadı :(

Şimdi ne söylenir ne yazılır ki? ölüm soğuk ,ölüm karanlık Mekanın cennet olsun Mahmut abi nur içinde yat
çok üzgünüm ifade edemeyecek,içimdekileri buraya aktaramayacak kadar...
Kalanlara sabır dliyorum..

5 Mar 2015

Anket daveti



 Geçtiğimiz günlerde  bir ankete davet edildim fakat, bunu sosyal medya üzerinde ve hiç bir platformda yazamıyoruz.
Toplantı Akrabarut otelde eski adıyla Dedeman otelde idi resepsiyonda karşılanıp lobide diğer katılımcıların gelmesini beklerken çay içtik.

Detayları yazamıyorum konu ,firma ,ürün vb  ama, resim paylaşmamda bir sakınca yok manzara ve güneşin batışı sıkıntılı bir durum yok..

Oğlum garsonları çok sevdi onlarda pek bi alakadar oldular sağolsunlar lobide piyano resitali dinledik
güzel ve oldukça verimli bir gün geçirdik

 Günleriniz keyifli sinir stres olmadan geçsin keyifli günler diliyorum herkese..






1 Mar 2015

Antalya'lı blog yazarları takipçi etkinliği

Antalya'lı blog yazarları takipçi etkinliğimizden bir gün öncesi salı günü babamız bizi arayıp geç geleceğini bildirdi.Biz oğlumla yemeğimizi yedik ,oyun oynadık ve oğlanı uyuttuktan sonra bende babamızı beklemeye koyuldum. Geç vakitlere kadar çalışırken ben yan gelip yatamıyorum belki aç gelir çay ister ,kahve ister hiç bir şey istemese bile eve girmesini görmeden uyuyamam..
Günler öncesinden ayarlamıştım oğlanı manevi anneannesine bırakacaktım lakin,anneannemizin abisi hastalanınca İstanbul'a gitti..Babamız 04:00 da geldi beraber kahve içtik saat 05 civarlarıydı yattık.
Sabah 7:30 da uyanıp eşime kahvaltı hazırladım etrafı toparladım oğlanın kıyafetlerini vb hazırladım.

Erken uyandığı ve uykusunu alamadığı için olduça mızmızdı alışkın ve aşina olmadığı kalabalık onu hem korkutmuş hemde huysuzlaştırmıştı.Annem otur diyorum ''oturamam,gelemem''diyor ''kaçtım kaçtım'' deyip lobide bulunan büyük içi balık dolu akvaryumun oraya gidiyordu balıklarada kuş diyordu :)
 Kahvaltımı yaptım ,çaymı içtim yediğim tatlının içersindeki kremamıydı, labnemiydi ne yediğim ne içtiğimden bir şey anlamadım.

Rana dursun diye elindeki kurabiyeyi verdi kurabiyeyi yere fırlattı aldık tekrar verdik bu sefer daha uzağa fırlattı tekrar verdik bu sefer camdan dışarı atmaya kalktı sinir deposu yüklenmşti paşamın.

2.5 sene düz yalın ayakkabıyla gezip topuklu ayakabımın ve oğlumun bu denli canıma okuyacağını nerden bilebilirdim ki!..
Bir çif göz aradım imdat çığlıkları atan gözlerimle kime ne diyebilirdim ? ya da kimden ne isteyebilirdim siz oğlana bakın ben masalara bir gideyim tanışayım desem herkesin işi başından aşkın hoş zaten oğlanda durmaz.
Herkes oylesine yoğun ve büyülü atmosfere kaptırmıştı ki kendisini ne beni görebilecek bir çift göz vardı ne de sesimi duyacak.Bir çok blog yazarı gelmişti ilk defa katılanlar olmuştu ve ben bunu instagramda gördüm takipçi sandıklarım blog yazarıydı ama,ne bir selam verip ne de kendimi tanıtmadığım için instagramda yorum yapsamda kaideye almadılar.
Her gün yeni bir şey öğreniyorum eğer kendi aramızda bir buluşma piknik vb değilde bir etkinlikse ve çocuğun varsa kırıp dizini evinde oturacakmışsın.

Eve geldiğimizde normalde 45 dk 1 saat ayağımda salladığım paşam üstünü çıkardım eşofmanını giydirdim mutfağa su içmeye gittim içeriye geldiğimde koltukta sızmıştı bende koltuğa uzandım ruhen ve bedenen ne kadar yorulmuşsam kafamı koyduğum gibi uyumuşum babamız 21:00 da onun gelmesi ile uyandık gelmese sabaha kadar uyurmuşuz.

Her şey çok güzeldi hediyeler ,crowne plazanın temaya uygun pastası  Gaziantepten Fıstıkçıoğlunun göndermiş olduğu baklava emeği geçenlere bir kez daha teşekkürler.





24 Şub 2015

0-2 yaş montessori etkinlikleri

2 yaş sendromu tüm çocuklarda aynı etkiyi mi yaratıyor kendim yiyeceğim isyanı ,istediği olmadığında kendini yerlere atma ağlama krizleri vb ..Gün içersinde oğlumla birlikte ev topluyoruz ben süpürge yaparken o toz alıyor almak derken tabi aslında batırıyor ama,bezi elinden al kolaysa babaannesinden görmüş ne zaman çamaşırları içeri getirsem bir ucundan tutup hüf hüf diye silkeliyor :) sonra beraber katlayıp yerleştiriyoruz.Zamanımızın çoğu mutfakta geçiyor diyebilirim sıkılmıyor kap kacakla oynamak daha caip geliyor nedense alt çekmecelerde zaten oynayacağı türden plastikler mevcut işimiz bitince oyunlar oynuyoruz doldur ,boşalt en sevdiği oyun arasında lakin ,oyuna adapte olup ona anlatıp oyunu kuruncaya kadar foto çekme işi aksıyor.

Derin kaplar içine mısır ya da bulgur döküp içine ufak oyuncaklarını saklıyorum bulunca pek bir seviniyor plastik su şişelerine farklı nesneler boncuk ,kağıt ,ponpon atıyoruz.Kitap okuma olayını nedense sevmedi oyun parkını açıyorum orada oynamak istiyor sürecimiz 15-20 dk öğle yemeğimizi yedikten sonra uyuyoruz.
Uyuduğunda bende mutfaga geçip yemek olayına giriyorum.Hava güzelse dışarı çıkıyoruz park ,gezme alıveriş..Bir şeyi yapmasını istemediğimde kızdığımda gelip bana ah ah yapıyor bunu nasıl engelleyeceğim ya da bunun önüne nasıl geçeceğim bilemiyorum.

Yapboz almıştım onunda yüzüne bakmadı bende kendim yapıyorum yapbozu kedi,köpek,balık,kuş fon kartonuna çizip kesiyorum arkasına mağnet kartlar buzdolabında epeyce oynuyoruz.
Sulu boya ile çalıştığımızda patatesleri kurabiye kalıplarıyla kestim boyadık beraber sonra bastırmayı gösterdim yaptı yapmasına ama, elini boyayıp baskı almak isteyince korktu bende üstelemedim elini silip su ve boya ile oynamasına izin verdim.



Oyun hamuru kurumuş dışarısı soğuk az bir hamur kardım serdim önlüğü hamurla oynamayı seviyoruz.
Şimdi elimde dev bir proje var evler ,ağaçlar ,köprü ,yollar ,hastane vb bir şehir merkezi inşa edeceğim kumaş ve keçeden hazırlayıp altarına cırt cırt dikeceğim şehir mekezinde de cırtcırtlar olacak istediği yere söküp takabilsin diye fikir bana ait değil yabancı bloglar ,pinteres...
Henüz 4 ev bir ağaç yaptım bitince paylaşacağım.
Sevginiz ve hayat ışığınız daim olsun...

15 Şub 2015

Kartondan araba yapımı

Ülkemde yaşanılan olaylar beni fazlasıyla üzüyor.Kaçıncı ocak söndü kaç anne babanın yüreği dağlandı ,kaç bebe babasız kaldı.Anne 9-ay 10 gün karnında taşıdığı canını kimbilir hangi şartlarda büyüttü ,ne zorluklara göğüs gerdi aç kaldı ,açıkta kaldı sırf çocuğunu besleyebilmek okutabilmek için neler yaşadı kimbilir.
Sonra daha baharının yazındayken beyaz gelinlik giymeden kefen giydi.
İçimde çalkalanan ve bastırmaya çalıştığım öfkem var ölümün coğrafyası yoktur dili,dini,ırkı ne olursa olsun ölen bir insanın ardından oh çeken ,iyi oldu dünya bir pislikten kurtuldu kelamlarında bulunan zihniyetlerle aynı havayı solumaktan utanıyorum .


Daldan dala atlamak olacak ama,ayrı yazmaya zamanım yok 1 haftadır ne temizlik yapabildim ne toz vb yaptığım mutfagı toparlayıp yemek yapabilmek.Yemek yaparken bile çoğunlukla kucağımda oğlum dr bir kaç gün bekle geçmezse antibiyotiğe başla dedi sanırım antibiyotiğin yolları göründü.

Sepetler dolusu oyuncak olmasına rağmen yüzlerine bile baktığı yok kartonu eve getirdiğimde ''sana araba yapacağım annecim içine bineceksin dütt dütt gideceğiz''demiştim ''ayaba ayaba''diye tutturunca gecenin bir yarısı elde ve evde olan malzemelerle bantladık kolimizi gelişi güzel bıçakla kestim.

Arabayı yaptığımdan beri beni unuttu çekiyor ,sürüklüyor içine giriyor ayy pek bir mesut ağlamıyor en azından



Süzüm süzüm süzülen gözler ,baygın bakışlar akan burundan bellidir hasta olduğumuz.
Kaplamaya imkan olmadı ama,zaten  çerezzanın kolisi  renkli dikkatini çekti salça kapaklarıda farımız oldu.
Bir çocuğu mutlu etmek işte bu kadar kolay..
Geri dönüşüm dıy paylaşımı oldu o zaman araya birde patiğimi sıkıştırayım.Pentideki patiklere içim gitmişti bir fırsat bulup gidemedim bende kendi pentimi kendim yaparım ki dedim çorabı ördükten sonra kızçeleri yapıp diktim.

Vahşetlerin yaşanmadığı ,insanların sevgi ,saygı hoşgörü ve dayanışma içersinde olduğu yobaz zihniyetlerin yok olduğu günlere uyanmak dileği ile..

11 Şub 2015

C vitamini ile saç açma

 Oğlum hasta bir kaç gündür burnumuz tıkalı ,öksürüyoruz ,hafif ateşimiz oluyor  çok gergin ve ağresifiz huysuzuz.Annemizi 5 dk bile yalnız bırakmıyoruz gün içersinde fırsatım olmuyor yazmaya şu an uyuyor bende yazımı yazmak için geldim.


C vitamini ile saçımı açtığımı yazmıştım bende youtube de bir video sonrası açıcı yok ,boya yok ne kaybederim ki olmadı bir çikolata kahveye patlar diyerek giriştim.Ekim ayında yapmıştım yalnız koyu renkler ve boya işlemi görmemiş saçlarda olmuyor bunu en başından belirteyim boyanmış koyu olmayan açık kahve karamel vb..Benim saçımda koyu karamel vardı ilk yaptığımda karbonat kullanmıştım karbonat saçı biraz sert ve kuru olmasına sebep veriyor.Ekim ayından bu yana 3 kez daha tekrarladım bu sefer karbonat kullanmadım.

Boyamadan  1-2 gün sonra yarım çay bardağı bal ve yarım çay bardağı saç kremini karıştırıp saçıma uyguladım 6-8 saat kadar durması gerekiyormuş, ben gece oğluş uyuyunca yapıp sabah o uyanmadan yıkadım.
Bal saçtan nasıl arınır yapışmaz mı? yıkarken nasıl çıkacak, arınacak endişesi ile yatmıştım korktuğumun aksine sanki hiç bal sürmemişsiniz gibi kolayca akıp gidiyor. Buradaki en büyük etken saçlar yumuşacık taranır bir hale gelirken saç tellerinizdeki açılmayı ve balın saça rengini verdiğini görüyorsunuz.


İlk açtığımda rengin ne olduğunu bilemiyorum ama,koyu tatlı bir renkti evde yalnız olduğum için saçımın tümünü arkadan görüntüsünü çekemedim.Saçlarım dalgalı oluğundan renk net belli olsun diye düzleştirdim bu kadar görüntüleyebilim ama,saç renginin açıldığı çok muntazam belli olmakta..


Peroksit ve oreal kullanmadan bu aşamaya geldikten sonra şimdi ombreo yapacağım lakin,üst kısmı hangi renk ile koyulaştırmalıyım ne renk olsun ,olmalı karaszılığını yaşadığımdan şu an beklemedeyiz.Bal rengi fındık kabuğu arası bir tonda saçım alt ve uç kısımları biraz daha açıp üst bölgeye koyu renk uyğulayacağım.
Aslında niyetim uygulayıp o  şekilde yayınlamaktı ama, her güne farklı uyanıyoruz hesapta olmayan şeyler çıkabiliyor onun için yayınlamaya karar verdim.

Şimdilik benden bu kadar sevgi ve dostça kalın..




2 Şub 2015

Ağzı açık poğaça

Blog yazmaya ilk başladığım dönemlerde İstanbul ,bursa vb illerde yapılan etkinlileri görüyor Antalya'dan kimse yok mu? diye aramak istiyordum lakin, o zamanlar beni takibe alana nasıl geri döneceğim,profiline nasıl bakıp nereli olduğunu göreceğim konusunda oldukça acemiydim.Zaman içerisinde gece yarılarına kadar netten araştırarak resim nasıl eklenir ,link bağlantı nasıl verilir ki!..linkin ne olduğundan bir haberdim uzun uğraşlar ve emeklerim sonucu öğrendim.

Bir blog arkadaşımın Japonya'da yaşıyor paylaşımları çok güzel demesiyle takibe aldığım belki bir çoğunuzun bildiği  bir blogu izlemeye almıştım Yolun neresindeyim serrose  sosyal medya hesaplarında Antalya'ya geleceğini ve buluşmak istediğini yazmıştı hem onu görmek hemde Antalya'da yaşayan bloğ yazarları kimler merakı sarmıştı beni.

Buluşmaya gittiğimde Annnesi ve kızkardeşleri de oradaydı çok hoş sohbetler eşliğinde vakit geçirmiştik gelen bir kaç kişiydi biraz hüsrana uğramıştım açıkçası.

Gülcan'la tanıştık eve geldiğimde izlemeye aldığımda Antalya'lı blog yazarlarıyla piknik etkinliklerini görmüş listedeki tüm bloglara uğramıştım.Blogdan pek paylaşım yapılmıyordu buluşmalar konusunda facebooktaki gruplarına beni eklemelerini rica ettim.İlk piknik etkinliğinde tanıştım..

Nursevin abla ile yakın mesafede evlerimiz aşağı yukarı yarım saat kadar bir kahve içmeye gitmiştim oysa nerden bilebilirdim ki güzel bir deneyim yaşayacağımı ,öğrenci olacağımı.
Hamuru hazırlamış iç malzemesini hazırlamış bir yandan yemek yapıyor, bir yandan fotoğraf çekiyordu.
Başımda biri varken heyecen yaparım ,ellerim terler benim ve öylede oldu heyecan yaptım ellerim terledi hamur yapıştı elimde kapatamadım.Bir iki hatadan sonra az biraz yapabildim.Benim bildiklerim klasik yeni şeyler öğrenmek güzel ama,Öğretmenim baya sabırlıydı azarlamadı bağırmadı her seferinde ben beceremeyecek gibi olunca kendi açtığı hamuru önüme koyup nasıl kapatacağımı gösterdi.Oğluşda küçük bir hamur parçasıyla oynayıp durdu üzmedi bizi..Ağzı açık poğaça görüntüsü kadar tadıda şahane misafirlerim için bir alternatfim daha oldu.

Çayımızı demleyip afiyetle yedik ımmm enfesdi. Bir workshop yapmış olmanın  ve azda olsa yapabilmiş olmanın mutluluğu ile eve geldim.Eve geldiğimde iyi ki gidip tanıştım dedim..
Şimdi fotolara geçelim gurur ve iftiharla sunarım efenim :))




1 Şub 2015

Gül şelalesi ,çiçek şelalesi ve kızçeler

Burçlara inanırmısınız bilmem ama,ben burcumdan dolayımıdır nedir çok fazla duygusal ve sulu gözlüyümdür.
Eski blog arkadaşlarım bilirler huyumu ,suyumu.. Bazen çok isterim hani biraz katı ve sert olayım ezeyim geçeyim düşene bir tekme de ben atayım ama lafta kalır hepsi ben yine bildiğim ben olurum bir olay hadise karşısında..

Hobilerle uğraşmayı seviyorum hepsi ayrı bir terapi. Aynı hastanede doğum yaptığımız bir arkadaşım var sezeryan sonrası koridorda dolaşırken rastlaşıp bayağı bir  sohbet, muhabbetimiz olmuştu ,çok sonra markette karşılaştık  meğer oda karşı binada oturuyormuş güzel tesadüf sonucu komşuda olduk:)

Facebookta gruplardan birinde arkadaşlar yapmış çok hoşuma gitmişti bende yapacağım kafaya koydum ee malzeme yok evdeki saksının çiçeklerinden göze batmayacak şekilde makasladım yaptım ama,olmamış tabak görünecekmiş ee sökemem ki şimdi
Serap bana geldiğinde çok beğendi bende ona hediye ettim çatalı büküp tabak ve fincana sabitledikten sonra çiçekler monte ediliyor yapım aşamalarını çekmemişim ama,hazır yapma çiçekler ya da keçeden hazırlayacağınız çiçeklerle daha şık oluyor.
                                      Aşagıdaki örneklerde olduğu gibi (resimler netten alıntıdır)



4-5 yaşlarında parka tanıştığımız lüle lüle sarı saçlarıyla ve o sevimli halleriyle gönlümü fetheden Buse bana geldiklerinde çok ağlamıştı bez bebeği yok diye. İçime dert olmuştu bizimde babamız burada değil Kıbrısta idi.
Çarşıya inemiyorum babamız ne zaman gelecek belli  değil evde malzeme yok derken bende bu kızçeleri yapmıştım.
İyi ki yapmışım dedim onun sevincini ,gözlerindeki parıltıyı görmek beni kaç kere öptü sayamadım

Küçük dokunuşlar büyük mutluluklar .Mutle et ki Mutlu ol...

27 Oca 2015

Tanrı misafiri

Babamı kaybettiğimden bu yana burada yazmıştım kaç yıl ,kaç mevsim ,kaç hafta geçti kaç yaprak döktü yapraklarını , kaç çiçek açtı saymadım sayamadım Babam..

Babam her dışarıya çıktığında market ,kahve,çarşı vb yanında mutlak birileriyle dönerdi. Sofrası yerden kalkmayan  geleni ,gideni eksik olmayan evimizde her daim sofralar kurulur ve babamın Tanrı misafirleri ağırlanırdı.
 O zamanlar güven vardı insan ilişkileri çok kuvvetliydi saygı,sevgi ,merhamet vardı hiç tanımadığın insanı tutup kolundan getirmek hırlımıdır ,hırsız mıdır demeden haneye davet edilirdi.

Çaylar demlenir yemekler hazırlanır yaz aylarında sokakta gece yarılarına kadar oturmala, sohbet muhabbet
kimin ne işi varsa tüm komşular seferber olup elbirliği ile yapılırdı.

Birlik beraberliğin ,dayanışmanın olduğu en güzel yıllardı.Alışkındım kalabalık sofralara alışkındım kalabalık sofralarda yemek yemeğe..

Ayşe teyze ,Fatma abla, Hüseyin amcalarımız vardı çocukları sevindiren ,güldüren başımıza bir iş gelse akrabalardan önce yettikleri her daim yanımızda oldukları haneden saydığımız insanlarımız, komşularımız vardı.
Beraber soba üzerinde ekmekler kestaneler yaptığımız derdimizi sırrımızı açtığımız en ufak bir sıkıntıda soluğu onda aldığımız gönül dostlarımız vardı..

Bugün mü? durum aşikar ortada insanların özdeğerlerini yitirdiği, sevginin merhametin yok olduğu, insan ilişkilerinde acaba demeden şüphelenmeden duramadığı, insanların birbirini boğazladığı, kıskançlığın fesatlığın ve egonun tavan yaptığı yalan dolanın kol gezdiği, derdi sadece ekmek parasında olan masum insanların ekmeğiyle oynandığı,  öksüzün yetimin hakkının yenildiği dil,i dini, ırkı ,ne olursa olsun ölen bir insan için ohların çekildiği insanın acısına bile saygı duyulmadığı ,çoğu yerde hıçkırıklara boğulduğum insan bile demeye dilimin varmadığı bir toplumdayız...

Şimdi bu  evde düşüp bayılsam imdat desem sesime ses verecek bir Allahın kulu yok.

Akrabalık  bağımız yok ama, gönül bağımız olan insanlar iyi ki var hayatımızda onlarda olmasa bu hayat nasıl çekilir bilemiyorum.Beni bu denli mutlu eden ve yalnız olmadığımı  yanımda olduklarını var gücüyle gösterenleredir bu teşekkürüm.Gönül bağı ile bağlandığınız güzel dostlarınız hep olsun hayatınızda..


25 Oca 2015

kahvaltının önemi

Mutlu pazarlar babamız yoğun iş temposu nedeniyle evde değil böylesi anlarda pazarları sevmiyorum beraber kahvaltı yapamadıktan sonra kahvaltınında bir önemi ,anlamı kalmıyor benim için.
Sevdiklerinle aynı sofrada dostalarla,arkadaşlarla kurulan keyifli sofralar ,kahvaltılar gibisi yok.
Kahvaltı çok önemli ögün atlanmaması gerekiyor ama,ben çogunlukla atlıyorum tek başıma olduğum için kahvaltı hazırlamak gelmiyor içimden..
Karneler alındı tatil başladı yola gidenlere ,gidecek olanlara hayırlı yolculuklar..Bizde tatile gitsek mi? gitmesek mi düşünce aşamasındayız malum kış ayı gezip tozacağım diye oğlanı hasta etmek var ama,yeğenlerde durmuyor ki!.. hatta benim yeğenim büyümüş teyzesinin yol parasını bile çekecek hale gelmiş
''sen karışma bende'' diyor ♥(ˆ◡ˆ)♥ Kıyasıya bir rekabet var ''hala çarşı,gezme bende'' diyor hadi hayırlısı
Sevilmek güzel tabi paylaşılamamak ta..
Bazen kıskançlık durumları söz konusu ablamın çocukları ''sen zaten bizi fazla sevmiyorsun işin ,gücün bütün derdin onlar'' diyorlar onlar dedikleri de abimin çocukları ben hepsini seviyorum.Giderken elim boş gitmem hepsine çam sakızı çoban armağanı bir şeyler hazırlarım alırım bekarken  maddi durumum çok fazlasıyla iyiydi okul ihtiyaçlarına varıncaya kadar ben alırdım gezme sinema vb..

Abimin çocuklarına olan sevgim biraz daha farklı haliyle biri emekliyor biri yeni yeni konuşuyordu anne olmadan anne olmuştum ben  alt açmayı bilmeden ,mama nasıl hazırlanır bilmeden ,hastalanan çocuk nasıl bakılır ateş nasıl düşürülür bilmeden hepsini onlarla öğrenmiş ve tek başıma mücadele etmiştim ama ,bunu anlatamıyorum işte...

Sevdiklerinizle  geçireceğiniz mutlu bir tatil dileklerimle









23 Oca 2015

sosyal medya okuryazarlığı eğitmen eğitimi söyleşimiz



İnternetim kesikti sözleşmem bitince fes ettim sonra kapattırdığıma bin pişman oldum kendimi köyde yaşıyorum sandım Antalya gibi yerde aynı sokakta karı tarafta var bizim tarafta yok ne süperonline ,ne
 d smart vb hat yok uzun uğraşlar sonucu onca açılan telefon onca ziyaretten sonra niyahet bağlantıyı sağladım.Yazacak çok şey birikti aslında ama,net olmayınca ceptende zorlanıyorum bir yere basıyorum başka yere geçiyor sinir oluyorum.

Geçtiğimiz haftalarda  biz Antalya'lı bloggerler kemer-kirişte Sosyal medya okuryazarlığı eğitmen eğitimi söyleşisindeydik gençlerden oluşan grup bizi bir hayli heyecanlandırmıştı ne soracaklar? sorular ne olacak? vsvs biraz gerilmekle beraber endişeliydim açıkçası kendi adıma diğer arkadaşlarımda da vardı bu heyecan
servis ile alındık otele vardığımızda öğle saatine denk geldiği için gençler namaza gidecek ve bizlerde birşeyler yiyip kahvemizi içecektik.
Güzel karşılandık yemeğimizi yerken gençlerle sohbetler ediyor ,biraz olsun heyecanı atmaya çalışıyordum.
kahvemizi içmek için lobiye geçtik hoş sohbet bol kahkaha eşliğinde kahvemizi içip toplantı salonuna indik
o eklinde dizilmiş masalar karşı tarafta gençler diğer tarafta biz..
sorular sorulmaya başlayınca hepimiz adete bülbül kesildik ama,salonu gülme krizine sokan bir ezme tarifini süsleyip ,allayıp pullayıp öyle bir pazarladı ki  mutfak felsefem hepimiz hayran kaldık salonun gözbebeği idi :)
gençlerin enerjisi ,salonun güzelliği ,içimizdeki enerji birleşmiş harika bir atmosfer oluşmuştu çok mutlu olduklarını bugün zirveye ulaştıklarını dile getirdiler bizler de onlarda çok mutlu ve teşekkür belgelerimizle ayrıldık.












Bumerang - Yazarkafe