21 Ağu 2010

KADINLARI MUTLU ETMENİN YOLLARI?BLA BLA BLA




gelen mailler facebokta artık her yerde görmekten okadar sıkıldım ki!...kadınları mutlu etmenin yolları liste okadarrrr uzun ki erkekleri mutlu etmenin yolları karnını doyur  ,tv kumandasını ver önünden çekil hadee bea buna kim inanır cevabına bayatlayan kadir inanırla devam edeceğim:))))
 bunu yazan zat-ı muhterem kişi neye dayanarak hani akla ve hangi hakla hizmetle yazdı??soruları dolaşıyor beynimde? muhtemelen diyorum birinden ya da birilerinden esinlendi..tamam kabul ediyorum bir bayan olarak kadınlar süse ,giyime düşkündür bakımlı ve güzel olmayı . sevmeyi sevilmeyi ilğiyi sever  hatta nicelerini tanıyorum naz niyaz içinde..ama hiç bu kadar istekleri olana rastlamadım ben..
altını çizerek söylemeliyim ki!..yaradılış olarak çokkk farklıyız...düşünce ,hassasiyet,sevgi anlayışlarımız çok farklı..erkeklerin bir çok konuda düşünemediği akıl edemediği (aile ,akraba ,arkadaş ilişklerinde) denge ve teraziyi aynı dizgide tutamadıklarından kadınlar sağlar bunu..altan alan fedakar olan hep kadındır bu en büyük gerçekkk..

sorunlu akraba olaylarında yıpranan yine kadındır.evi çekip çeviren çocuk derdi ,kaynana ,kayınpeder görümce ,vb derdi çeken yine kadındır..

hem anlamadığım nedir bu rekabet??artık günümüzün kadını her alanda başarıya imza atıyor..bir çiçekle ,bir gülücükle mutlu olanlarda var elbet.bırakın araba şunu bunu istemeyi bir kenara.  kadın neler yapabilirim benimde çorbada payım olsun diyor...haksızmıyım??
hasta olduklarında bakan, her daim gözü gibi üzerine titreyen kadın  kaprisi nazı niyazı çeken kadın..üzsede ,kırsada  , sineye çeken kadın...eee yahu sizin derdiniz ne kuzum???








15 Ağu 2010

"O ELİNDEKİ HERŞEYİ VERDİ;BEN İSE ELİMDEKİNİN BİR KISMINI...

HZ.ALİ'NİN ağabeyi Cafer b. Ebu Talib'in oğlu Abdullah, sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti.
Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü. 
Köle ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli bir köpek belirdi.
Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği derhal yedi.
Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı.Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü.
Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi. 
Kalkıp, yeniden işine dönmek üzereydi ki, olup biteni uzaktan seyreden Abdullah, yaklaşıp sordu: -
"Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı?" Köle sıkılarak cevap verdi: -"İşte bu üç parça ekmek." 
-"O halde neden kendine hiç ayırmadın?" -
"Baktım ki, hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim." -
"Peki sen ne yiyeceksin şimdi?" -"Oruç tutacağım.
Bunun üzerine, Abdullah b. Cafer, köleden sahibini, evinin nerede olduğunu sordu.
Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı içindeki köleyle birlikte satın aldı. Sonra döndü, köleye bu tarlayı ve onu sahibinden satın aldığını..
" Cömertliğiyle meşhur Abdullah b. Cafer, kendisinden daha cömert birini tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, bu olayı anlatır ve eski köleyi över.
"Ama o köpeğe topu topu üç parça ekmek vermiş; sense ona koskoca bir hurmalığı ve hürriyetini vermişsin" dediklerinde, şu karşılığı verdi: - 
"O elindeki herşeyi verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını...
.(Z.A)
Bumerang - Yazarkafe