12 Ara 2011

ŞAKA DEĞİL HAYDE KOLTUK YAPIYORUZZ!...

ben yazdan bu yana çok şey yaptım aslında.. yollluk ördüm ,halımı bitirdim,blore aşkoşa kazak örmüş ama kollarını yapamamıştım onu bitirdim,kutu kapladım ,kalp kutular ve çerçeve yaptım,ayna süsledim,broşlar ,bileklikler bir kaç takı,dolap içi düzenleyici  ve çekmece düzenleyici yaptım,taçlar gece lambası ,abajuru yeniledim..biblo boyadım,babet yeniledim ojeyle boyadım,çanta yaptım,lavanta keseleri yaptım.lakin ardın ardına verilen şehit haberleri ardından van depremi olunca yayınlamak gelmedi içimden.analar ,babalar,eşler çocuklar ağlarken,çoluk çocuk buz gibi havada dışarda kalırken onların yaşadığı korku varken yayınlamak bir yana yazmak dahi gelmedi içimden:((fotoğraf makinam bozuldu daha doğrusu şarj yapmıyordu biz şarj aletini ısırdık,cımbızla açtık :))) artık servis dışı oldu :)) yiğenim ferhat gelince gülem zuzuma doğum gününde annesi tarafından hediye alınan nikon makinayı daha kullanmadan nerden şarj oluyor onu bile bilmiyor:)) bana getirdi kuzum.2 aydır makina bende. bizdeki sevgi ,dostluk böyle işte tarifi mümkün olmayan.herşeyi fotolayıp vereyim artık..

bugün nette dolaşırken enteresan şeylere rastladım dudağım uçukladı abowwww didim funda sen anca incik boncuklan uğraş:))) bak adamlar aşmış kendilerini aşmışşş pes dedim takdirde ettim haa hiç üşenmemişler evlerini komple düzenlemişler eşya satın almadan kasalardan ,şifonyer ve buna benzer çekmecelerden,kumaştan dikmişler raf yapmışlar..en garip gelen bir iki tanesini yayınlayım belki yapan olur:)
BURADA
buna bayıldım bayıldım.bu aparatları nirdan bulsakda yapsakkk
BURADA bu şekilde yan yatacak şekilde yapıp banyo dolabı rafı ,sebzelik,hobi malzemeleri kutuları,ve daha bir çok şekilde organize edilmiş.
bunu feyzbukktan buldum linki yok.ama dehşett değilmi. tabisi çocuklar için idael bizim gibi  balık etli insanlar oturamaz:))
daha çok şey var onlarıda sonra paylaşırımm...


11 Ara 2011

KEDİ YATAĞI..

kendime yaptığım yolluktan bir kaç tane parça artı.diksem bir işe yaramayacak ne yapsam ,ne yapsam derken yımırta bu yollukta yatmayı pek seviyor.hadi ona yatak dikeyim dedim.  daha ne istiyor buna şükretsin dimi ama:))).ayy küçük olmuş  gibi ama başka ip yok elimde.pek mutlu oldu mayıştı sıcacık yumuşak yumuşak ohh :))ben yımırtayı ilk bulup eve getirdiğimde aşkoş kedi sevmez ama beni sever:)) beni kıramadığından ''kalsın aşkım çok küçük büyüyünce dışarı bırakırız.'' dedi.şimdi aşkoş işten geldiğinde daha ayakkabıları çıkarmadan yımırta nerde diyor:)) yemeğe oturmadan 1 saat onunla oynuyor.geçenlerde birileri ''funda kedi artık büyümüştür.çok para yer. kılı,tüyü zararlı doğal ortama bırak.'' dedi.bende sinirden küplere binmiş ama karşımdakine birşey diyememenin acısıyla içimde patlayan öfkeyle ağlıyorum.beni ağlarken gören aşkoşa olayı anlattığımda '' sokak bilmiyor,kediler ve arabalardan kendini koruyamaz,aç kalır ölür hayvan dışarda.''diyerek son noktayı koydu.

9 Ara 2011

MOR SHAGGY HALI:))

halım bitti şükürler olsun :)))1sene olacak nerdeyse aman geç olsun güç olmasın değil mi? örgüye başlarken hani üzerine biri gelir şayet eli hafifse çabuk biter ama eli ağırsa bitmez.işte buna gerçekten inanıyorum.onca klozet takımı ördüm arkadaşın halısına yardım ettim 1 haftada koca yolluk ördümde kendi halım süründüde süründü.
üzerini süslemek istedim ama bendeniz tığ işini biri motifi başlayacak 3bat 5 çık diye anlatacak anca öyle..
çeyizimde bir çok danteli kendim yaptım.ama dediğim gibi ablam motifi başlar ilk sırayı anlatırdı ben devam ederdim.orta kısım az oldu lakin ipin devamını bulamadım.bulurum diye ümit ediyorum 4 kenara şerit geçeceğim ve orta kısmı biraz daha uzatacağım.lakin krem renginin bile çokk farklı tonları var..70 ilmek ve 6 parçadan oluştu.

içerde resim çekemedim rengi koyu lacivert gibi çıktı.bütün odaları gezdim :)) sonunda balkona attım kendimi burda rengi yakaladım.birde şu yuvarlakları ördüm üzerine dikmek için büyüklü ,küçüklü yapıp serpme dikeyim dedim ama basit kaldı gözümde..ne yapacağımı bilemedim sade kalması daha hoşş gibi geldi.ama önemli bir husus var akıllının biri düz ör tüyleri daha uzun duruyor dedi. ve bende düz ördüm.ince oldu ve kayıyor.kaydırmaz şart yani.haroşa örüldüğü zaman hem tok hemde kaydırmaza gerek kalmıyor.

ne dersiniz sade mi kalsın süsleyim mi??

3 Ara 2011

HAYAT OKUL BİZLER ÖĞRENCİ!..

öğrenmenin yaşı yok!..insan kaç yaşında olursa olsun hayattan ve insanlardan birşeyler öğreniyor.hayat bir okul bizlerde öğrenciyiz.çoğu zaman sınavlardan alnımızın akıyla çıkarken,çoğu sınavlardan da zayıf not alıp sınıfta kalabiliyoruz..bu sınavlar bir dahaki zorlu sınavlar için birer tecrübe kazandırıyor bize..her  yüze gülümseyeni dost sanıp kapılarımızı ardına kadar açarken en büyük yaralarıda onlardan alıyoruz.yüzüne bakmadığımız ,adamdan saymadığımız bazı insanlardan da en büyük hayat derslerini alıyoruz..bir deli adı üstünde deli deyip geçiyoruz çoğu zaman değil mi?? ama ondan bile öyle bir ders öğreniyoruz ki aklımız şaşıyor!..


gülen'in bahsettiği  otelde bugün yemeğe davetliydik gülen'le birlikte mutfakta salata hazırlıklarını yaptıktan sonra canımm balıklarında bize eşlik etmesiyle koyu,hoş ve güzel bir sohbet başladı masada..


.emekli yarbayın hayatından sadece bir kesitini anlattığı olayda komutan ağladı,biz ağladık gözyaşlarımız sel olup gitti.13 yaşında 11 zayıf getirdiği için evden istanbul'a amcasının yanına kaçan,burada ticareti başkalarından kapıp işportacılık yapan sonra tombalayı fark edip bu işi yapan.13 yaşında bir çocuk...
 sokakta başı boş gezen bir çocuğa acıyıp işi ona da öğreten ama 2.5 kuruşu bana getireceksin diyen:)) sonra memlekete dönüp zayıflarını verir.aradan uzun yıllar geçer teğmen olur,üzerinde üniforması istanbul'dadır.ayakkabısını boyatırken birbirlerine bakarlar.yıllar önce sokakta bulup iş öğrettiği hanifi'dir. ..hanifi:''abi tanıdım seni ''der.sarılıp doyasıya ağlarlar.hanifi dayanamaz ''abi der bu kıyafetleri nerden buldun.vallahi fena yaparlar.anlatsada inanmayacağına kanaat getiren komutan ''sen beni boş ver acı patlıcanın kırağı çalmaz '' der.traji komik ama gerçek bir hayat hikayesiydi..


gözümüz,gönlümüz ve ruhumuzun doyduğu saatlerdi..kendini bilen,ince,naif insanlarla olmak güzeldi..
yarın yolculuk var artık evime dönüyorum.aslında bu kadar kalacağımı tahmin etmiyordum ben.çünkü evimde gibi hissetiğimden eve dönme arzusuyla yanıp kavrulmadım..bana bunu hissettiren ev sahiplerine teşekkürü bir borç biliyorum....


29 Kas 2011

TÜYLÜ BAMYA:))))

son zamanlarda izlediğim en güzel reklamlardan biri.izlerken çok keyif alıyorum!..
birde bizim park yalan oldu haydi parrka parka parka:)))) bebek zaten çok tatlı..zordur heralde bu reklamı çekmek? ezber yapacak ya da söylenenleri yapabilecek biri değil ki!..ama her hareketi güzel yakalamışlar.çokk güzelll çok.



içeriği duygu sömürüsünden başka birşey olmayan görünce ağlayasım gelen turkcell reklamından nefret ediyorum!..
çileden çıkaran,sinir bozucu reklamlar yerine!..keyif veren ,güzel reklamlar görmek dileğiyle:))

26 Kas 2011

NAPMAYA ÇALIŞIYOSUN SEN:)))

Şiddet günü: aslında şiddete karşı olması gereken ama mehmet ali birand'ın her zamaki gibi sürçü lisan etmesiyle şiddet günü oldu:))) yazacaklarım şiddet,korku,ve olumsuz örnek olacak davranışlar içermektedir:))
şiddeti kutlayan sevgili gülen ve eşi...
hakan abi: yumruk yapar ve ''gülen burun alayım''
gülen: burnunu hakan abinin eline vurur..
bu sağ kroşe,sol kroşe olarak devam eder.sonra yumruktan sonra tokat faslı başlar aynı yöntemle..
sonra ''bu kadar dayak yeter gülen seni sevmek istiyorum'' der ''hakan abi'oda bir kedi edasında yüzünü elin içersinde aşşağı yukarı hareketlerle sevdirir:)))
ben iptal kopuyorum onların bu tokat ve sevme olayına anlatmakla olmuyor yaşamak lazım:))
hastayım bir an önce toparlanmak istiyorum..çünkü hiç bir işe el atamıyorum..gülen'in sürekli etrafımızda dönmesi üzüyor beni:( 
bugün yımırta mutfak dolabının en alt bölümünde bir yer aralayarak en ücra köşelere girip çıkıyor.onu engellemek için turşu bidonunu devirdik.sonra yukarda yerinde duran ve birden yere düşüp parçalara ayrılan bir çerçeve!..
aşkoşum iş için ankara'da hafta içi dönecek buda demek oluyor ki benim burada olma sürecim uzuyor..yabadabaduuuu:)))


pek keyifli anlara tanık oluyoruz özellikle sabahları cam açılınca yımırtanın olanca hızıyla koşup camın en tepesine çıkışı tutunamayıp düşüşü:)) biz yukarı o yukarı gece biz uyurken mutfakta salonda çalışıyor..peçete parçaları,sigara izmaritleri.... sıkılmak için bile vakit yok.. seviyorumm burda olmaktanda çok hoşnutum.ben kendi teyzemin evinde bile bu kadar rahat değildim hiç bir zaman. çekinirdim çünkü karnım acıkır ama mutfaga gidipte dolabı açamazdım.çayı çok sevmeme rağmen demleyemezdim çay biter ,şeker biter laf olur düşüncesiyle. erkenden lambayı söndürürdüm fazla elektrik gelmesin diye soğukta otururdum,uykum gelmezdide tv ışığında kitap okurdum:((

kendi evimde gibiyim gece yemek yiyorum,istediğim vakitte uyanıyorum..gecenin ilerleyen vakitlerinde çay içiyoruz.eğreti gelin gibi ne tedirginim,ne açım ne üşüyorum .oysa ne dilsiz karanlıklarda ağladığım geceler var benim.nereye ait olduğunu bilmeden ordan oraya savrulduğum,kendi öz teyzemin evinde bile utana sıkıla diken üstünde oturduğum günlerim var benim:((
rabbim kimseyi kimseye muhtaç etmesin..ve hepp güzel insanlarla karşılaştırsın.







Bumerang - Yazarkafe