1 Şub 2015

Gül şelalesi ,çiçek şelalesi ve kızçeler

Burçlara inanırmısınız bilmem ama,ben burcumdan dolayımıdır nedir çok fazla duygusal ve sulu gözlüyümdür.
Eski blog arkadaşlarım bilirler huyumu ,suyumu.. Bazen çok isterim hani biraz katı ve sert olayım ezeyim geçeyim düşene bir tekme de ben atayım ama lafta kalır hepsi ben yine bildiğim ben olurum bir olay hadise karşısında..

Hobilerle uğraşmayı seviyorum hepsi ayrı bir terapi. Aynı hastanede doğum yaptığımız bir arkadaşım var sezeryan sonrası koridorda dolaşırken rastlaşıp bayağı bir  sohbet, muhabbetimiz olmuştu ,çok sonra markette karşılaştık  meğer oda karşı binada oturuyormuş güzel tesadüf sonucu komşuda olduk:)

Facebookta gruplardan birinde arkadaşlar yapmış çok hoşuma gitmişti bende yapacağım kafaya koydum ee malzeme yok evdeki saksının çiçeklerinden göze batmayacak şekilde makasladım yaptım ama,olmamış tabak görünecekmiş ee sökemem ki şimdi
Serap bana geldiğinde çok beğendi bende ona hediye ettim çatalı büküp tabak ve fincana sabitledikten sonra çiçekler monte ediliyor yapım aşamalarını çekmemişim ama,hazır yapma çiçekler ya da keçeden hazırlayacağınız çiçeklerle daha şık oluyor.
                                      Aşagıdaki örneklerde olduğu gibi (resimler netten alıntıdır)



4-5 yaşlarında parka tanıştığımız lüle lüle sarı saçlarıyla ve o sevimli halleriyle gönlümü fetheden Buse bana geldiklerinde çok ağlamıştı bez bebeği yok diye. İçime dert olmuştu bizimde babamız burada değil Kıbrısta idi.
Çarşıya inemiyorum babamız ne zaman gelecek belli  değil evde malzeme yok derken bende bu kızçeleri yapmıştım.
İyi ki yapmışım dedim onun sevincini ,gözlerindeki parıltıyı görmek beni kaç kere öptü sayamadım

Küçük dokunuşlar büyük mutluluklar .Mutle et ki Mutlu ol...

27 Oca 2015

Tanrı misafiri

Babamı kaybettiğimden bu yana burada yazmıştım kaç yıl ,kaç mevsim ,kaç hafta geçti kaç yaprak döktü yapraklarını , kaç çiçek açtı saymadım sayamadım Babam..

Babam her dışarıya çıktığında market ,kahve,çarşı vb yanında mutlak birileriyle dönerdi. Sofrası yerden kalkmayan  geleni ,gideni eksik olmayan evimizde her daim sofralar kurulur ve babamın Tanrı misafirleri ağırlanırdı.
 O zamanlar güven vardı insan ilişkileri çok kuvvetliydi saygı,sevgi ,merhamet vardı hiç tanımadığın insanı tutup kolundan getirmek hırlımıdır ,hırsız mıdır demeden haneye davet edilirdi.

Çaylar demlenir yemekler hazırlanır yaz aylarında sokakta gece yarılarına kadar oturmala, sohbet muhabbet
kimin ne işi varsa tüm komşular seferber olup elbirliği ile yapılırdı.

Birlik beraberliğin ,dayanışmanın olduğu en güzel yıllardı.Alışkındım kalabalık sofralara alışkındım kalabalık sofralarda yemek yemeğe..

Ayşe teyze ,Fatma abla, Hüseyin amcalarımız vardı çocukları sevindiren ,güldüren başımıza bir iş gelse akrabalardan önce yettikleri her daim yanımızda oldukları haneden saydığımız insanlarımız, komşularımız vardı.
Beraber soba üzerinde ekmekler kestaneler yaptığımız derdimizi sırrımızı açtığımız en ufak bir sıkıntıda soluğu onda aldığımız gönül dostlarımız vardı..

Bugün mü? durum aşikar ortada insanların özdeğerlerini yitirdiği, sevginin merhametin yok olduğu, insan ilişkilerinde acaba demeden şüphelenmeden duramadığı, insanların birbirini boğazladığı, kıskançlığın fesatlığın ve egonun tavan yaptığı yalan dolanın kol gezdiği, derdi sadece ekmek parasında olan masum insanların ekmeğiyle oynandığı,  öksüzün yetimin hakkının yenildiği dil,i dini, ırkı ,ne olursa olsun ölen bir insan için ohların çekildiği insanın acısına bile saygı duyulmadığı ,çoğu yerde hıçkırıklara boğulduğum insan bile demeye dilimin varmadığı bir toplumdayız...

Şimdi bu  evde düşüp bayılsam imdat desem sesime ses verecek bir Allahın kulu yok.

Akrabalık  bağımız yok ama, gönül bağımız olan insanlar iyi ki var hayatımızda onlarda olmasa bu hayat nasıl çekilir bilemiyorum.Beni bu denli mutlu eden ve yalnız olmadığımı  yanımda olduklarını var gücüyle gösterenleredir bu teşekkürüm.Gönül bağı ile bağlandığınız güzel dostlarınız hep olsun hayatınızda..


Bumerang - Yazarkafe