BURADA DA BİR VERYANSINIM VAR ABİME 3 kardeştik biz 2 kız bir oğlan her ne kadar kabul etmese de annem oğlancıydı..oğlum der başka bir şey demezdi.ortaokul dönemlerinde bu ayırıma içerlemiş oturmuş bir şiir yazmışım
benim hep dost olduğum,onunsa düşman olduğu
benim hep sevdiğim ,onunsa hiç sevmediği.
bir an gelir öyle severim ki kalbime sığmaz sevgisi
bir an gelir nefretle dolarım.bu son derim her şey bitti
fakat yine konuşan ben olurum.
ne varlığı bellidir,ne yokluğu,bozuk eski bir televizyon gibidir.
bir gün ses vardır ,bir gün görüntü.bu hep böyledir kısır döngü
her şey onun için sorundur mutlu olmayı hayatta bilmez
dünyasına küsmüş bir o kadar da olumsuzluk örneği
akrep burcudur burcunun tüm özelliklerini taşır
ne kokar,ne bulaşır.bir konuşur tam konuşur adamı çiviler yerine
gezmeyi ,eğlenmeyi sevmez ,eşi dostu da sayılıdır.
yaşamaktan zevk almayan otun allahıdır.
benim yakınımdır!..
kim olduğunu merak mı ediyorsunuz??
o kendini iyi bilir.
ama biraz ipucu vereyim
annem ve ablama çok yakındır!..
bildiniz değil mi??
evet evet
O ANNEMİN OĞLUDUR
o yaşlarda iyi yazmışım ne eksik ne fazla tamm abimi anlatan bir şiir:))
en son yaptıkları bardağı taşıran son damla boyutundaydı..bunu yazması bile içimi acıtıyor benim. bende kapanması mümkün olmayan çok derin yaralar bıraktı abim:(( annemin o çok sevdiği oğlusu üstüne toz kondurmadığı oğlusu mezarını bile yaptırmadı:(
teyzem telefon açmış ''Funda annenin mezarı kaybolmuş'' levhayı hırsızlar çalmışlar yeri yurdu belli değil. benim iznim yok kızlara söyle teyze demiş. terbiyesiz nasıl iznin yok sen kime martaval okuyorsun.aradım hemen ''senin nasıl iznin yok sen herkesi kandırırsın ama beni kandırmazsın '' suratıma kapattı telefonu .öfkeden deliye döndüm. telefon normal çalıyor açan yok kesin fişi çekmiştir.her zaman yaptığı şey başı sıkıştığında hep sıvışmayı tercih eder.o akşam İZMİR yollarına düştüm tam 1ay İZMİR'de kaldım elini cebine atmadı.ben kendi imkanlarımla yaptırıp evime döndüm.
bir gün ana avrat küfrediyor kiracıya bekarım.kadının üstüne yürüdü kadın polis çağırdı polis arabasını gören aslan parçası bir ayağına siyah bir ayağına kahverengi çorap giyip korkudan el ayak titremekte surat küle dönmüş arka kapıdan kaçtı:)) hep böyleydi artistlik yapar ortadan sıvışır ceremesini biz çekerdik.çok kollayıp dayak yemesini önledim. yani anlayacağınız ondan daha erkektim ben.kavgada kaçmaz ,kendimi öne atar onun yanına kimseyi yaklaştırmazdım.bayan olduğum için bana dokunamazlardı.''sıkıyorsa bir tokat at bak karakol dibimizde''deyip onun yanına yaklaşmalarına izin vermezdim .(keşke bıraksaydım ağzını burnunu kırsaydlar)
Yine bir gün artistlik yapmış yağmış ,gürlemiş 10 dk sonra bahçeye gelen şahı gören sevgili abim yine arazi olmuştu.şahış aşağıdan küfrediyor yıkıyor ortalığı elimde kahvemle: ''ne diyorsun sen'' diye aşağı indim geldiğimi görünce içeri girip kapıyı kapatmaya çalıştı ben yükleniyorum ,o yükleniyor erkek kuvveti tabi kapıyı kapattı.''seninde senin gibi erkeklerinde ne biçim erkeksiniz siz ''diye cama geçirdim.5 dk sonra soluğu karakolda aldık tabi ben şikayetçiyim onlar şikayetçi.aradan bir yarım saat geçti benim parmak zonkluyor o ana kadar hiç ne acı hissettim nede elimi görmüştüm.polis eşliğinde hastaneye gittik.sağ elimin baş parmağını cam kesmiş derin bir yarık açmış damarlar görünüyor.8 dikiş atıldı.ifadelerden sonra eve döndük..
parmağımda hala iz var abimin eserlerinden :(
en son yaptıkları bardağı taşıran son damla boyutundaydı..bunu yazması bile içimi acıtıyor benim. bende kapanması mümkün olmayan çok derin yaralar bıraktı abim:(( annemin o çok sevdiği oğlusu üstüne toz kondurmadığı oğlusu mezarını bile yaptırmadı:(
teyzem telefon açmış ''Funda annenin mezarı kaybolmuş'' levhayı hırsızlar çalmışlar yeri yurdu belli değil. benim iznim yok kızlara söyle teyze demiş. terbiyesiz nasıl iznin yok sen kime martaval okuyorsun.aradım hemen ''senin nasıl iznin yok sen herkesi kandırırsın ama beni kandırmazsın '' suratıma kapattı telefonu .öfkeden deliye döndüm. telefon normal çalıyor açan yok kesin fişi çekmiştir.her zaman yaptığı şey başı sıkıştığında hep sıvışmayı tercih eder.o akşam İZMİR yollarına düştüm tam 1ay İZMİR'de kaldım elini cebine atmadı.ben kendi imkanlarımla yaptırıp evime döndüm.
bir gün ana avrat küfrediyor kiracıya bekarım.kadının üstüne yürüdü kadın polis çağırdı polis arabasını gören aslan parçası bir ayağına siyah bir ayağına kahverengi çorap giyip korkudan el ayak titremekte surat küle dönmüş arka kapıdan kaçtı:)) hep böyleydi artistlik yapar ortadan sıvışır ceremesini biz çekerdik.çok kollayıp dayak yemesini önledim. yani anlayacağınız ondan daha erkektim ben.kavgada kaçmaz ,kendimi öne atar onun yanına kimseyi yaklaştırmazdım.bayan olduğum için bana dokunamazlardı.''sıkıyorsa bir tokat at bak karakol dibimizde''deyip onun yanına yaklaşmalarına izin vermezdim .(keşke bıraksaydım ağzını burnunu kırsaydlar)
Yine bir gün artistlik yapmış yağmış ,gürlemiş 10 dk sonra bahçeye gelen şahı gören sevgili abim yine arazi olmuştu.şahış aşağıdan küfrediyor yıkıyor ortalığı elimde kahvemle: ''ne diyorsun sen'' diye aşağı indim geldiğimi görünce içeri girip kapıyı kapatmaya çalıştı ben yükleniyorum ,o yükleniyor erkek kuvveti tabi kapıyı kapattı.''seninde senin gibi erkeklerinde ne biçim erkeksiniz siz ''diye cama geçirdim.5 dk sonra soluğu karakolda aldık tabi ben şikayetçiyim onlar şikayetçi.aradan bir yarım saat geçti benim parmak zonkluyor o ana kadar hiç ne acı hissettim nede elimi görmüştüm.polis eşliğinde hastaneye gittik.sağ elimin baş parmağını cam kesmiş derin bir yarık açmış damarlar görünüyor.8 dikiş atıldı.ifadelerden sonra eve döndük..
parmağımda hala iz var abimin eserlerinden :(
Ablam ve ben anne evi olan eve giremiyoruz.tanrı misafirine bile yapılmayacak şeyler yapmışlar.ablam BUCA'ya gittiğinde gelin hanım ablamı gördüğünde muftagın kapısını ,odaların kapısını kitlemiş ve yatak odasına girmiş çıkmamış..ablam beni aradı.kızdım saydırdım ablama sana müstehak sen hak ediyorsun diye.sana defalarca yalvardım abla gel imza ver mahkemeye verelim diye ağladı .
ayhh kardeşim kardeşcezim kıyamam diye..o kıyamadığın kardeşcezin yağmurda çoluk çocuğunla saatlerce bekletti seni üç kuruş için ki sen kira hakkını almaya gitmiştin borç para sadaka istemeye değil:
oğlun askere gitti giderken bir dayı olarak ne geldi ne uğurladı bir kere telefon bile açmadı :(( sen hala kardeşcezim diyorsun..
oğlun askere gitti giderken bir dayı olarak ne geldi ne uğurladı bir kere telefon bile açmadı :(( sen hala kardeşcezim diyorsun..
ben kirada almıyordum olan hakkımıda ablama veriyorum çünkü onun benden çok ihtiyacı var diye.
çok öfkeliyim çok sabahlara kadar yazsam bu öfkem dinmez..
sokaklardan yağmurun getirdiği kumları ,çakılları taşırdı annem. ben genç kızlık dönemlerimde utanırdım:((
ama kalp hastasıydı annem içimde dayanmazdı gider alırdım elindeki kovaları utana sıkıla:( rahmetli babam o bahçeye ne emekler verdi.ekti ,biçti bahçenin duvarlarını bile biz kendimiz ördük taşlarla camlarla.
karın terk etti gitti 4 sene senin çocuklarına ben baktım.hastalandılar hastane köşelerinde sabahladım.senin için ben okul hayatımı ve kendi hayatımı askıya aldım erteledim.çocukları çok özlüyorum:((((o kadar çok özlüyorum ki!.. bir kerede ne bayram dediler ne seyran bir telefon bile açtırmadılar çocuklara. ama büyük olan raşitcan'ım her fırsatta buluyor beni netten''hala seni çok özledim ama annem ,babam göndermiyor ben diyorum batuhan'da diyor biz halama gideceğiz.
yeter çok özledik.orda kalalım biraz.
halam bize herşey alıyodu siz ne alıyorsunuz bi oyuncak bile almadınız'' öyle içime oturuyor ki bu sözleri ''üzülme halacım bende sizi çok özledim ne istiyorsan bana söyle ben alırım sanada batuşa da '' diyorum.''hala hiç bir şey istemiyorum sen gel
yine parka gidelim oyun salonlarına gidelim'' diyor sonra pat netten çıkıyor birileri geldi kesin diyorum.
şu satırları yazarken bile ne haldeyim görmeyin:(
ama kalp hastasıydı annem içimde dayanmazdı gider alırdım elindeki kovaları utana sıkıla:( rahmetli babam o bahçeye ne emekler verdi.ekti ,biçti bahçenin duvarlarını bile biz kendimiz ördük taşlarla camlarla.
karın terk etti gitti 4 sene senin çocuklarına ben baktım.hastalandılar hastane köşelerinde sabahladım.senin için ben okul hayatımı ve kendi hayatımı askıya aldım erteledim.çocukları çok özlüyorum:((((o kadar çok özlüyorum ki!.. bir kerede ne bayram dediler ne seyran bir telefon bile açtırmadılar çocuklara. ama büyük olan raşitcan'ım her fırsatta buluyor beni netten''hala seni çok özledim ama annem ,babam göndermiyor ben diyorum batuhan'da diyor biz halama gideceğiz.
yeter çok özledik.orda kalalım biraz.
halam bize herşey alıyodu siz ne alıyorsunuz bi oyuncak bile almadınız'' öyle içime oturuyor ki bu sözleri ''üzülme halacım bende sizi çok özledim ne istiyorsan bana söyle ben alırım sanada batuşa da '' diyorum.''hala hiç bir şey istemiyorum sen gel
yine parka gidelim oyun salonlarına gidelim'' diyor sonra pat netten çıkıyor birileri geldi kesin diyorum.
şu satırları yazarken bile ne haldeyim görmeyin:(
kendi çocuklarına ,kıyafet ,oyuncak bile almayan bir babadan daha ne beklenir ki;!..altında son model araba bankada 3 ev alacak parası varken...
içim çok acıyor çok.anne ocağı tütsün istiyorum ben:(( ama el kızı gelsin sefa sürsün ablamı eve sokmasın ,kapıları kitlesin.sen kimsin ki paçavra sana bu hakkı kim veriyor.ama hatanın büyüğü bende ben ona gelin gibi davranmadım hiç bir zaman. hep onu savundum onu korudum ,kolladım kendime ne aldıysam ona da aldım,ikizler gibi giyinirdik.ama başındaki koca değil ki adam kardeşlerine sahip çıkmıyor el kızı da bundan pay biçiyor işte kendine..biçin bakalım biçin..
annemi görüyorum sürekli rüyamda :(( BUCA'daki evdeyiz bana ''bunlara güvenme ,inanma'' diye abimle gelini gösteriyor.''biri akrep ,biri yengeç sokarlar kolla kendini '' diyor.
yasal işleme tek başıma ablam olmadan çıkıyorum.yok paraya gideceğini bildiğim halde :(( beni geceler boyu hüngür hüngür ağlattığın için,gurbet ellerde biçare bıraktığın için, canımı,ciğerimi yaktığın için.el oğluna karşı beni savunmasız bıraktığın için ,akıttığım her damla göz yaşımın hesabı sorulsun senden.
ahım yerde kalmasın:((
kıyamam yaa nekadar üzülmüşsün böyle izmirlimisin?
YanıtlaSilsen ferah tut içini gün gelir devran döner onlarda ektiğini biçer
sevgiler
evet izmir'liyim hesap döner sap döner..
SilSana 'seni görüşmediğim iki ablamın yerine koydum' demiştim. Sen de beni abinin yerine koy ve bana 'ABİ de :)
YanıtlaSilSeni, enerjini, hayata bakışını, iyilik dolu kalbini çok seviyorum.
Az kaldı bir kaç güne kadar oradayım; unutma su akar yolunu bulur SEVGILIM!
canımsın sende benim..bekliyorum dört gözle..akacak gülenmim bulacakk..
Silİçim yandı okurken. Hala tüylerim diken diken ve çok üzgünüm:(((
YanıtlaSilSöyleyecek bir kelime bulamadım.
Rabbim yardımcın olsun. Dilerim ağabeyin de kardeşini ne kadar üzdüğünün farkına varır ve dilerim ve inşallah tüm sorunları geride bırakırsınız.
okuyanım yatıp kalkıp dua ediyorum.allahtan iyi bir eşim var bunun eksikliğini hiç bir zaman hissettirmeyen,başa kalkmayan üzülüp ağladığımda değmez hayatım diye teselli eden..ya eşim zulmeden,başa kalkan biri olsaydı halim nice olurdu.5 yıldır antalya'dayım 5 yıl belki arar umudu hep vardı içimde.her çalan telefonda kalbim çarpardı.hiç sanmıyorum tatlım hiç o bizi gözden çıkarmış:(
SilMadem değişmiyor o zaman onu öyle kabul et ve kendini boş yere üzme canım. Allah (c.c.) bozmasın, maşallah bak ne güzel eşin yanında senin destekçin. Gerisini boşver. Maalesef hayatta her zaman insanlar bizim istediğimiz gibi sevgi dolu olmuyor. Hem bu dünya denenme dünyası. Yeri gelir sağlıkla, yeri gelir aileyle yeri gelir maddiyatla deneniriz. Böyle düşün canım benim.
Silaslında ben onu çok seviyorum biliyormusun ama yaptıkları ablama yaptıkları çok canımı yakıyor işte:(( elimde değil ki üzülmemek..evet eşimden allah bin kere razı olsun..
Siloff okurken bile içim bunaldı Allah sana kolaylık versin. Böyle erkekler çok var mesela benim dayım da böyle, rahmetli annanem çok çekti 87 yaşındaki dedem hala emekli maaşının yarısını ona veriyor kendi aç oturuyor dayım rahat yesin içsin gezsin diye. İnşallah hakın olanı alabilirsin.
YanıtlaSilvar var malesef bende duyuyorum tanık oluyorum.yapacak birşey yok.vicdanlarına havale etmekten başka
Silhey allah ım ya..sonucta ikinizide yetiştiren aynı kişi annenız nerede hata olmuş acaba da bu şekle bürünmüş bu insan ..kız evlat ıle erkek evlat cok farklı ama eskıler bunu anlamamıs maalesef allah akıl vicdan versın ne dıyelım baska..
YanıtlaSilnohut odacım hani hain bir kardeş olsamda ulan ben yaptım yaptığımı çekiyom işte derim.ama durum öylede değil.hep ben fedakarlık yaptım ,hep ben töleranslı oldum mükafata bak:( aminn
SilÇok şaşırdım...tuhaf bir kişilikmiş yalnız kusura bakma ama biraz da kabahat annen ve babandaymış - kızma bana böyle dediğim için, biz de aynı hatayı rahmetli annemin paranoya olduğunda yaptık- öyle hiç konuşmaması, notları asması normal değil bir kişilik bozukluğu psikolojik bir hastalığı varmış vaktinde iyi bir psikologa götürmeniz ve normale dönene kadar da tedavi edilmesi gerekirdi..nasıl evlenmiş çocuklarına nasıl davranıyor inşallah dayak mayak atmıyordur..:((o kadar üzüldüm ki..ama bakın benim rahmetli annemi de rahmetli babam tedavi ettirmeyi hiç aklından bile geçirmedi...sonra çok sorunlara yol açtı bu..boşanmaları dahil:(((yazık oldu...hele ben onun tedavi olmamasının en büyük kurbanı oldum...o yüzden böyle durumlarda kabahat bizde oluyor....Allah yardımcınız olsun..:(((
YanıtlaSilyok neden kızayım ozamanlar o dönemler psikiyatri mi bu kadar bilindik yaygın değildi.annem neden götürmedi hiç bilmiyorum?? ama kesinlikle kişilik bozukluğu vardı.teyze oğlu sabahlara kadar oğlum sizin sizden başka kiminiz var bacın bu senin bacım de funda diye nasihat ederdi de gözleri dolu dolu diyemiyorum derdi? yok çocuklarına dayak atmıyor ama herşeyden mahrum bırakıyor bisiklet için çocukları meletti en sonunda gittim ben aldım buna benzer şeyler işte...ondan hiç birşey istemiyorum ne selam ne sabah çocukları çok özlüyorum ben onlarda beni..aminn
YanıtlaSilFunda arkadaşım, okudum çok üzüldüm. Benim de bir kardeşim var, adeta o kafamda canlandı. Ben tabii bu yazıyı nasıl okudum orası biraz tuhaf oldu. Geçen gün okuduğum Esra Özbay'ın İçimdeki Yolculuk kitabını bitirmiş, Selcan Çağlar'ın İçimdeki Yolculuk kitabına başlamıştım. Bugün işyerinde bir ara öyle canım sıkıldı ki, kitap da yanımda değil olsa okurdum, Internet'ten bakayım dedim bu kitapla ilgili yorumlar var mı diye, işte böyle. Yazını gördüm, zaten ilk cümleleri okumaya başlayınca da kardeşim aklıma geldi. Açıkçası ben yıllar önce benzer durumu yaşarken çok öfkelenir, kaygılanır, kıskanır, nefret eder noktasında bakardım olaylara. Sonra kalp ameliyatı oldum, sebebi de damarlardaki tıkanıklık. Bunun başlıca sebebi de öfke, kaygı, nefret gibi benim hayata nasıl baktığımla ilgili. İçimdeki Yolculuk kitaplarında şunu farkettim: başıma gelen olayları ben aslında istiyor ve yaratıyorum. Eğer birine öfkeleniyorsam, kaygılanıyorsam bunlar aslında bana ait sorunlar ama karşımdaki insanda bunu görüyorum. Bende o sorunlar olmasa karşımda da onu göremem. İnsan ancak içinde bildiği şeyleri başkasında görebiliyor. Herkes aslında bir ayna, beni bana gösteriyor. Ben aynaya bakıp kendimde gördüğüm bir sorununun hesabını aynadan sormam yanlış olur, dönüp içimde onu temizlemem gerekir. Bu bakış açısını değiştirdikten sonra -tabii bu çalışarak aylar sürüyor- önceki kaygılı, huzursuz halim gitti, daha huzurlu yaşamaya başladım. Kızdığım, nefret ettiğim insanlarla barıştım, affetim. Çünkü onlar beni düzeltmek içimdeki korkuları bana gösterip bana iyilik yapıyorlarmış. Neyse bu konu çok uzun, en önemlisi sağlığın.
YanıtlaSilsevgili bahadır; nasıl anlatabilirim bunu bilmiyorum ama sıkı ve sağlam bir yapım var.hayata ve olaylara bakışım çok çabuk adepte olup mendil salladığım halay çektiğim çok olmuştur,elbet zaman zaman ağladığım,üzüntüden kahrolduğum zamanlarda var.tıpkı bu olayda olduğu gibi söz konusu olan benim öz abim yabancı değil. işte burada içimi acıtan yaralarımı kanatan en büyük nokta.ama bunu sürdürüp bunalım moduna girmedim hiç bir zaman.biliyorum ki herşeyin başı bütün hastalıkların kökeni stresten kaynaklanıyor. ne yapalım sağlık olsun diyorum bakalım..
SilVakt-i zamanında bir psikiyatriste gitmesi gerekiyormuş. Çok can sıkıcı gerçekten. Çok üzüldüm senin adına. Halbuki ağabeyden beklenen kardeşlere kol kanat germesidir:(
YanıtlaSilnedret abla keşkeeee annem farkına varsaydıda zamanında götürseydi.ya da kendisi bu iç ruhaniyetinin gayet farkında kendisi gitseydi.insanları birbirinie düşürmeyi küsmelerini görmeyi çok sever kıs kıs güler bıyıkaltı.ben kol kanat germesinden çoktann vazgeçtim. çocuklara telefon açtırsalar yeter:(
Sil