ah be eda'm böyle bırakıp gitmek varmıydı:(((

hayat dolu,çılgın,kabına sığamayan ,durduğu yerde duramayan parlak fikirleri olan mehmet ali erbilin bayan versiyonuydu o..ne yapsa, ne söylese kimseye batmazdı.küfür bile etse tatlı gelirdi ondan gelen....delidoluydu ,cömerti,bol kepçeydi eli ,bazen yavrusunu anne şefkatiyle saran bir anne,bazen söz dinlemez ufak yaramaz bir çocuk,bazen yavrusunun tehlikede olduğunu sezen kükreyen bir aslan!...

 büklüm büklüm saçları vardı kuaförden çıkmış gibi iri badem gözleri vardı.sevdikçe sevesin gelirdi yanındayken zaman farklı bir yönde akardı onunlayken ..iyi bir dinleyici sıkı bir dosttu..
henüz baharındaydı çiçeği burnunda nişanlı!..evlenecekti bu yaz planlar yapmıştık ne giyeceğinden ,ne renk olacağından ,hatta oturup kına çerez paketlerini kendimiz tasarlayıp cicili bicili süsleyecektik!..herşey çok güzel olacaktı..ben beşi bir yerdeyi hazırlamazsam elinde sopa gelinlikle kovalayacaktı beni....

bu satırlar yetmez ki!.. anlatmaya o anlatılmaz yaşanırdı!....
gözyaşlarım klavyeye akıp giderken kendi hıçkırığımda boğulacağım sanki..küçük bir hata ahh be güzelim neden geçtin ki o direksiyona:(((((  bak ardındna ağlayan onca göz ,onca kalp biraktın nasıl diner bu acı,nasıl geçer bu sancı!...
 mekanın cennet olsun...