27 Ara 2011

DANTE GİBİ ORTASINDAYIZ ÖMRÜN!...

zaman ne hızlısın!..sana yetişmek ne mümkün.bunca yıl nasılll su gibi akıp gitmiş daha dün gibi hatırladığım günlerim ,anılarım var.sanki herşey okadar sıcak ki  gözle görülür,elle tutulur bir yanı yok belki dünlerin ama hala dün gibiler işte..mutlu olduğun zaman dilimlerin,seni derinden yaralayan hala içini acıtan,kalbinde sızlayan acın bile daha dün yaşamışsın gibi ama bakıyorsun seneler geçmiş üstünden.  dün görüştüğün kişinin ölüm haberini almışsın.''nasıl ya daha dün sohbet ettik kahve içtik'' diye hayıflanmışsın. bugün yarın uğrarım diye ertelediğin arkadaşının çocuğu 1 yaşına girmiş ''hadi canım ne okadar oldumu''demişsin!..bir sohbette davet edildiğin düğün,nişan,vs ''ohooo daha 2 yıl var neler yaparız''demişsin 2 yıl gelmiş çatmış ama sen hiçç birşey yapamamışsın..''ne çabuk geçti'' demişsin...evet yine bir ne çabuk geçti!..kendimden ödün verdiğim , abim için kendi hayatımı hep arka planda tuttuğum, boşa ,haybeye geçen ziyan olan yıllarım:(

 yaklaşan yılbaşıyla birlikte içimde emsalsiz bir hüzün dile kolay  bir kaç gün sonra cahit sıktı tarancı'nın dediği gibi!..yarıladık mı şimdi bizde ömrü:( ne zaman ,hangi ara, ne çabuk!...


Yaş otuz beş yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.



Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz
Ya gözler altındaki mor halkalar
Neden öyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar



Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.



Hayâl meyâl şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir,
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.



Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.



Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar
Nerden çıktı bu cenaze Ölen kim
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.



Neylersin ölüm herkesin başında,
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misâli o musalla taşında.

                          CAHİT SITKI TARANCI

      

       

25 Ara 2011

SIRT AĞRISI,BOYUN AĞRISI,BAŞ AĞRISI IMM TADINDAN YİNMEZ:))

evet yıllardır hep aynı yerde geçmeyen bir sırt ağrısı ,boyun ağrısı artı baş ağrısı bu üçlü her daim benimledir.heçç yalnız bırakmazlar sağolsunlar:))evv hoppacık üstelik son yaptığım çok sıkılmamdan dolayı kolileri sallamasyon usulü yaptım. ne ararsan var içinde cam,porselen ,kıyafet okadan karışık yane:)) insanın bi yerleri ağrımaktayken ve üstelik ateş halindeyse böyle oluyormuş:))
işin ilginç tarafı eve ne zaman taşınacağımız belli değil.muallakta mütahit beyden haber bekliyoruz.
daha elektrik ,su abonesini alacağız.off ne kadar zormuş bu işler.
 
bir makyaj kutusu yaptım kendime.yapıştırma kısmı zorladı beni birde yanlış yapıştırmışım söktüm tekrar yapıştırdım:) birde kalp şeklinde kestiğim kartonları oje ile boyadım üzerlerine oje şişesini vura vura şekil yapmaya çalıştım.sonra iç kısımlarını kırmızı astarla kapladım.arklarınıda kırmızı oje ile boyadım içlerine fotoğrafları koyduktan sonra cam yerine şeffaf beyaz kutu vardı onu kestim.yapıştırdım.yamuk mu olmuş biraz ne :) ilk denemeydi bir dahakine daha muntazam olur diye avuttum kendimi:) aslında saten kumaş vardı beyaz ve kırmızı onunla kaplamak istedim ama kalp şekli olduğundan satende kaydığından  beceremedim:))

net bağlantım varken paylaşayım dedim..
bu kalabalığın bunca işin içinde bugün ne pişirsem yok muu?? en can alıcı nokta bu ha. iş güç yormuyor adamı onu düşünmek bile yetiyor:)) bugün düşünmedim akşam yemeğinde kahvaltı mis gibi kızarmış ekmek ,tereyağı ohh bundan güzeli varmı? 
  

 
Bumerang - Yazarkafe