30 Eki 2012

hangisi genç yaşta evlenmek mi? geç evlenmek mi? ben çıkamadım işin içinden:)))

ah blogger sıkıntı yartrmakta üstüne yok hani..okuma listem silinmiş o kadar listeyi ben nerden hatırlayım şimdi hatırladıklarım 3.5 tane
Lise arkadaşlarımı kaybetmiş 19 yıl sonra buluşmuştuk. 
bir arkadaşımız hariç hepsi evlenmiş çoluk çocuğa karışmış.hele 2 tanesinin boyu kadar çocukları var
ee 19' da 20' sinde varırsan kocaya..düşünüyorum da hangisi daha zor diye!..
erken yaşta evlenmek mi? geç yaşta evlenmek mi? erken yaşta evlendiğinde daha çocuksun ,
gençliğini yaşamadan anne olup tüm sorumlulukarı alıyorsun.çok yıpranıyorsun deniyor?
ama sen evlenmişsin yaş kemale ermiş yolun yarısındasın çocuk sahibi olacaksın?? çocuk büyüyecek,okul,askerlik ,geleceği, hangi branşı seçecek,mesleği ne olacak ,evlenecek vs vs senin ömrün yetecek mi bunları görmeye..şimdiki aklım olsaydı ben erken evlenirdim..

neyse bu tıpkı tavuk mu yumurtadan çıkar ,yumurtamı tavuktan gibi oldukça karmaşık...ben işin içinden çıkamadığım için dedim bırak fundacan dağınık kalsın:))

izmir'e gittiğimde leyla bir halde olduğumdan hediye almak aklıma bile gelmemişti.diğer kızlar efe'ye hediyeler getirmişti.çok utanmıştım kendimden..19 yıl sonra buluşuyorsun ve elini kolunu sallayarak gidiyorsun.ama acım büyüktü akıl uçup gitmişti ki benden..nazan facede bir sitede çok beğenmiş paylaşmış ablasına ''abla efe'ye alacağım bunlardan'' yazmıştı..atıldım dedim alma:)) ben yapacağım..ve yaptım..bir arkadaşın tavsiyesine uyup güterman tekstil yapıştırıcısı aldım..henüz yapıştırmadım ve kedinin bıyıklarını nasıl yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok..yün iple hiç hoş olmadı.bıyıksız kedimi olur ayol:))


28 Eki 2012

pisikoloğa gidip bin pişman oldum..bir tedi gördüm sanki:))

öncelikle herkesin geçmiş bayramını kutlarım.bayramlarla olan duygularım malum.ama bu bayram hepten yetim,hepten öksüz kaldım..aşkoşum İZMİR'E gittti.ben bazı sağlık sorunları yüzünden ve yakın zamanda gidip ağzımın payımı aldığımdan gitmedim.kızlar ve manevi annelerim yalnız bırakmadılar..lakin kabul etmek gerekirse aşkoşun yokluğunu aramadım değil..gözüm sürekli saatte vakit geçmiyor.bugün geliyor.şunun şurası 6 gün kaldı ama bu 6 gün bana 1 ay gibi geldi..

vakit geçirmenin en güzel yanı bana göre kitap okumak ya da bir şeylerle uğraşmak..uğraşınca hem canın sıkılmıyor ,hem ne sıkıntı ne de aklında düşünce kalıyor..kendinizin doktoru olup, kendinize terapiler yaratabilirsiniz..örgü örerek,bir hobi edinerek..

 inanın doktora gitmekten daha iyi.devlet hastanesinde dr sen anlatırken saat geldi şu artık sussada eve gitsem derdindeydi..bunu o kadar iyi alğılayabiliyorsunuz ki!..dr bakışlarından başka şeylerle uğraşmasından anlattıklarının ne kadarını dinledi anladı acaba??
birde of çekmesinden evet evet adam bildiğin ofladı..dedim dr bey ''kusura bakmayın vaktinizi çaldım aman evinize geç kalmayın '' deyip çıktım odadan..hayatımda ilk defa psikiyatri'ye oradan da pisikoloğa gitttim,ilk ve son oldu..bir dahamı asla:)))) ben bana yeterim vala..

promosyon çantaları vardı ama yazıları beni rahatsız etmişti..işte terapilerim..











23 Eki 2012

Bond, Sony ile İstihbarat Topluyor!



23. macerasına çıkan James Bond’un yeni filmi “Skyfall”, 2 Kasım’da vizyona giriyor. Bu sefer MI6 saldırı altında ve James Bond hem arkadaşlarını korumak, hem de M’e olan sadakatini kanıtlamak zorunda. Sen de gerçek bir Bond hayranıysan, Sony’nin sürükleyici sosyal medya oyunu “AjanS” bir hayli ilgini çekecek.

Sony, “Skyfall” lansmanı ile birlikte geçenlerde açıkladığı sosyal medya oyununun ilk görevini dün verdi. Bond’un zihni sinir alet edevatları olmadan sıkıntıya düşeceğini düşünen Sony, “4 ekran ile Bond’a yardım et” görevini açıkladı. Q’nun verdiği görevde 4 ekran olarak TV – Tablet – Akıllı Telefon ve Laptop düşünülmüş. Bu 4 ekranın nasıl kullanılacağı da kullanıcılara bırakılıyor.

Q’nun sorusu ise şu şekilde:

“Eğer sen olsan, bu 4 ekrandan hangisini seçerdin ve o ekrana hangi özelliği eklerdin?”

Sen de bir ekran seç, farklı ve Bond’un işine yarayacak bir özelliği Twitter’da #M1benyaptım hashtag’i ekleyerek paylaş. En çok retweet edilen ve Sony jurisi tarafından seçilen fikirlerin sahipleri, Bond’un güvendiği Sony Xperia Tablet S, Gala Gecesi davetiyesi ve Bond 50. Yıl Blu-ray seti kazanacak.

Bakalım gerçekten Bond’a yardımcı olabilecek zihni sinir bir yanın var mı?

Yeni görevleri öğrenmek için, #AjanS hashtag’ini takibe devam et.

https://www.facebook.com/SonyTR
https://twitter.com/Sony_Turkiye #AjanS #M1benyaptım

Bir bumads advertorial içeriğidir.

22 Eki 2012

19 yıl sonra buluşmak!..

17 -18 yaşlarımda yerinde duramayan ,oldukça hareketli,muzip,zıpır fırlamanın önde gidenlerindendim:)
pek şey kaybetmiş sayılmam sadece bir kaç şey haricinde ben yine benim.mesela sokalarda bağıra bağıra şarkı söylemiyorum,yağmurda dolaşmıyorum ,darbuka çalamıyorum unutmuşum:) vb gibi..
lisedeyken ah ah ne günlerdi.keşke o yıllara geri dönebilme imkanım olsa.sınıf başkanıydım o dönemler ama ne sınıf başkanı!.. ders boşsa öğretmen masasına oturur tempo tutar ve bütün sınıf şarkı söylerdik..nöbetçi öğretmen gelince''hocam bütün sınıfı yazdım listeye susmuyorlar napayım ki'' derdim:))
ne kadar aykırı giyim yasak şeyler varsa bendeydi.renkli çoraplar,kazaklar.takılar..


Biz 6 kişiydik hiç ayrılmayan her daim beraber..kantinde ,bahçede eğer takım eksikse 3 ,4 kişiysek ekürüleriniz nerde denirdi.tam gündü okulumıuz.öğle yemeklerini yaz zamanı bahçede yerdik.sofra bezi serer herkes evden birşeyler getirirdi.o dönemler kredili sistem çıkmış ama ne öğretmenler ,ne müdür kimse anlamamıştı sistem daha oturmamıştı.bize istemediğin derse girmeme hakkımız olduğunu ,ders saatinin toplamı kadar devamsızlık yapma imkanımız olduğu söylenmişti.elimize böyle bir fırsat geçmiş kaçırırmıydık?
atölye derslerinde 14 kişiydik.normal derste 2 branş birleşince 45 kişiydik.boş derslerde özellikle atölyede çok eğlenirdik.ne sapkınlıklar yapardık.istemediğimiz derse girmez okulun hemen arkasında ama öğretmenlerin yoldan geçerken görüş mesafesinde olduğu Buca Belediyesinin kafeteryasında sigara tüttürürdük.ne cesaret ama!..okey oynamaya giderdik.gençlik başımda duman hepimizde aşk meşk türküleri
olmayacak şeyler peşinde koşmak..mesela ben okulun biraz aşşağasında concorde düğün salonu üst katı sinama ,alt katı kafe olan yerde garson çocuğa aşıktım.ama onun bundan haberi yoktu:)
dersleri eker koştur ,koştur oraya giderdik.onu görünce elim ayağım titrer ne kadar salaklık ve sakarlık varsa yapardım:) şair kesilmiştim o zamanlar ne şiirler yazardım..annem kalp hastasıydı benim.hastalandığında hastane maceramız başlardı.kalp kapağında büyüme olduğundan diğer organlarda büyüme yapıyordu.karnı hep şişti hamileler gibi..

lise 2.dönemde babam rahatsızlanmıştı.dr akciğer kanseri olduğunu ve 3 aylık ömrü kaldığını söylemişti.Annnem babamın tedavisini üstlendi ve babam 1 yıl yaşadı..sınıftayız ve sınavdayız.kapı çaldı ve müdür yardımcımız kürşat bey odaya girdi.''funda'cım evden çağırdılar.acil gitmen gerekiyor. ben sana sınav için izin kağıdı vericem'' demişti.çantamı toparlayıp çıktım sınıftan.annem fenalaştı galiba diye geçirdim içimden.lakin üzerimde para olmadığı için sınıfa geri dönüp kızlardan alayımda gideyim demiştim.kapı benim bıraktığım gibi aralıktı.ve bütün arkadaşlarım hocanın etrafına toplanmış ''hocam ne olmuş''diye soruyorlardı.
''arkadaşınızın babası ölmüş çocuklar''demişti..ben elimdeki çanta bir yana ben bir yana yığılmıştım öylece...
beni eve kürşat hocam bıraktı..aradan 1 ay geçti annem ufak bir kalp spazmı geçirdi..refaketçi kalıyordum başında..okulu iyice boşlamıştım..devamsızlığım artmış ders notlarım en kötüsüne düşmüştü..o yıl sınıfta kaldım ben.arkadaşlarım bir üst sınıfa geçmiş bense benim altım olan sınıfla aynı odadaydım..onlar seneye mezun oldu.benimse 1 dönemim daha vardı..sonrası daha acı!..abimle olan kısım ama o bölümü hatırlayıp kendimi üzmeyi ,ağlatmayı ,yıpratmayı istemiyorum.buraya gelinceye kadar doldum zaten:((

bütün irtibatımız kopmuş sonbaharda dökülen yapraklar gibi hepimiz bir yerlere savrulmuştuk.oysa hayallerimiz vardı.okul bitince üniyi kazanacak hepimiz aynı evde  birimiz yemek ,birimiz bulaşık vb :((

yeni edindiğim arkadaşlıklarımda hep lisedeki kızları aradım.ayşe'yi fatma'ya benzettim,gül'ü nazan'ıma hep onlardan birşeyler aradım bunca yıl..

3 değil 5 değil 19 yıl sonra face sayesinde buldum onları..İzmir'de buluştuk..ne buluşmaydı ama!..hiç biri değişmemişti.sadece biraz kilo almış,zayıflamışlardı..özleri aynıydı lisede bıraktığım gibi..iyiki varsın face..

20 Eki 2012

babadan kalma galatasaray'lıyım emme ekmek takımı tutuyorum:))

kış geldi artık havalar soğudu.yapış yapış nem yok böylesi havalarda birşeyler yapma isteği ile coşup taşıyorum.
arkadaşımın oğluna badiler süslemek,sehpama çatlatma yapmak,örmek ,dikmek,kesmek.bazen beceremeyip
çöpe atmayı bile istiyorum:)
ufaktan başladım haydi kolay gele:)

10 Eki 2012

''ay su içsem yarıyor'' yalanı:))

acıkınca saat kaç olursa olsun acaba ben gibi hiçç üşenmeyip yemek hazırlayanlar varmıdır?
açken sen sen değilsin..açken bende kimseyi tanımam hele saaate hiç aldırmam..sonuç itibariylede ''ay su içsem yarıyor'' hikayesi:)) sonra gelsin kilolar,gitsin perhizler ,bozulsun moraller.depresyon başlasın.kısır döngü...neyse canım tatlı krizine tutulunca bu güzelliği yapıpta yememek olmaz değil mi? mutluluk hormonlarım tavan yapsın azcık mutlu olayım..sonra düşünürüm kiloları. sizlerede ikram edebilirim sanalda olsa buyrun afiyet ola:)))


7 Eki 2012

kedili obceler(im)

tişörtleri çekmeyi unutmuşsum oda başka bir post sebebi olsun:)kızlara yüzük aldım falan dediğimde ''kedilimi'' diyorlar hemen..birde kaybettiklerim var bir sürü.. küpelerimin hep tekleri var nereye gider,nerede kaybolur hiç bilmem arar dururum evde bulamam.çokk zaman sonra bazen bazıları koltuk arkalarından falan çıkar.hayır anlamadığım o koltukların arkasını çekip vileda yaparken neden yokta?? çok zaman sonra ortaya çıkıyor..şeytanın işi bunlar alıyor saklayamadan getiriyor hınzır:))










bu tedimde pilli ayağına basınca miyavlıyor ama kömürcü çırağı gibi olmuş garibim.. yıkasaam bozulur ıslak mendille silsem mi ki?:) güzel ,huzurlu,bereketli bir hafta başı olsun...
Bumerang - Yazarkafe